Beslenme

Kanola Yağının Vücut Sağlığına 4 Yan Etkisi

Kanola yağı (kanola yağı) kanola bitkisinin tohumlarından işlenen bir tür bitkisel yağdır. Bu yağın tekli doymamış yağlar açısından zengin olduğu için kilo kaybını hızlandırabileceği tahmin edilmektedir. Ama hepsinin arkasında, kanola yağının hala daha az bilinen yan etkileri olduğu ortaya çıktı.

Kanola yağının sağlığa müdahale edebilecek yan etkileri nelerdir?

Kanola yağı gibi doymamış yağ asitleri içeren bitkisel yağların vücuda iyi geldiği bilinmektedir. Ancak ne yazık ki kanola yağı birçok kez rafine edilerek doğal besin maddelerinden arındırılmıştır. Sonuç olarak, vücut üzerinde olumsuz bir etkisi olabilecek çeşitli yan etkiler vardır.

1. Böbrek ve karaciğer fonksiyonuna müdahale riski

Günümüzde üretilen kanola yağının çoğu, çeşitli genetik mühendislikten (GDO'lar) geçmiştir. Ek olarak, kanola yağı üretmek için işlenmiş kanola tohumları genellikle heksan gibi aslında sağlık üzerinde kötü etkilere neden olabilecek kimyasal çözücülerle karıştırılır.

Bu, Çevre Bilimleri Avrupa'da yayınlanan 2011 tarihli bir çalışma ile kanıtlanmıştır. Çalışma, GDO'lu soya fasulyesi ve mısır gibi genetiği değiştirilmiş (GDO) gıda kaynaklarından beslenen hayvanların çoğunda böbrek ve karaciğer sorunları olduğunu buldu.

Bu çalışma, GDO'lu kanola yağı araştırmalarında uzmanlaşmasa da, aslında kanola yağı kullanmadan önce biraz yol gösterici olabilir.

2. İnmeye neden olma riski

Ottawa Üniversitesi Beslenme ve Toksikoloji Bölümü tarafından yürütülen araştırmaya göre, tek yağ kaynağı olarak kanola yağı verilen farelerin, diğer besin kaynaklarını tüketen farelere göre daha kısa bir yaşam süresine sahip olduğu ortaya çıktı.

Bu araştırma hayvanlarının vücutlarındaki kırmızı kan hücresi zarları, daha sonra felce yol açabilecek normal koşullarda değildi. Diğer felç risklerini öğrenmek için buradaki bilgilere bakın.

3. Kalbin işini aksatmak

Kanola yağının bir diğer yan etkisi de kalp fonksiyonuna müdahale etmesidir. Kanola yağı yüksek tekli doymamış yağ asitleri içermesine rağmen yüksek erusik asit içerir ve bu madde kalp fonksiyonlarını etkileyebilir.

Rafinasyon işleminde, genellikle biraz trans yağ ile kanola yağı eklenir. Bu işlem, yağın bozulmamasını ve daha uzun süre dayanmasını sağlamayı amaçlayan kısmi hidrojenasyon olarak bilinir.

Ne yazık ki, bu süreç aslında trans yağları doymuş yağlardan çok daha tehlikeli hale getiriyor. Trans yağları çok sık tüketmek kalp hastalığı riskini kademeli olarak artırabilir.

4. Trans yağ alımınızı artırın

Daha önce de belirtildiği gibi, kanola yağı, vücut için gerçekten kötü olabilen kısmi hidrojenasyon işleminden trans yağ asitleri ile eklenmiştir.

Bu yağ grubundan mümkün olduğunca uzak durmalısınız çünkü kötü kolesterol (LDL) artışını tetikleyebilir ve iyi kolesterolü (HDL) düşürebilir.

Son olarak, kalp hastalığı ve felç geçirme şansınızı artırır. Başka bir deyişle, trans yağ asitleri gıda işlemenin zararlı yan ürünleridir.

Buna rağmen, "sıfır trans yağ" veya "sıfır trans yağ" etiketli tüm gıda ürünleri hiç trans yağ içermez. Aslında, Amerika'da BPOM'a eşdeğer olan FDA, ürün 0,5 gramdan az yağ içeriyorsa, üreticilerin bu gıdayı trans yağsız olarak etiketlemesine izin verir.

$config[zx-auto] not found$config[zx-overlay] not found