Su, insan yaşamının kaynağı olarak adlandırılır. Bulaşık yıkamak, çamaşır yıkamak, banyo yapmak, dışkılamak veya yemek ve içmek için kesinlikle suya ihtiyacımız var. Ne yazık ki, içme suyunun yararları ve zararları hakkında hala bazı efsaneler ve yanılgılar var. İşte su hakkında bilmeniz gereken gerçek gerçekler.
1. Günde 8 bardak içmemize gerek yok
Günde sekiz bardak su içme önerisini sık sık duyabilirsiniz. Ama aslında bu sayı herkes için doğru olmayabilir.
Bir günde ne kadar su içmeniz gerektiğini belirlemek için birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlar arasında aktivite seviyeleri, sağlık koşulları ve çevre bulunmaktadır.
Yine de, Tıp Enstitüsü Gıda ve Beslenme Kurulu su tüketimi miktarıyla ilgili başka önerilerde bulunun.
Ortalama bir kadının günde 2,6 litre veya sekiz bardak suya eşdeğer suya ihtiyacı vardır. Erkekler günde yaklaşık 3,7 litre veya 12 bardak suya eşdeğer suya ihtiyaç duyar.
2. Şişelenmiş sudaki florür içeriği zararsızdır
Sudaki florür içeriğinin sağlığa zararlı olabileceğine dair bir efsane var. Ancak bu haber tamamen doğru değil.
Florürün kendisi, sağlıklı kemikleri ve dişleri korumak için önemli olan bir tür doğal mineraldir. Şişelenmiş sudaki florür içeriği, tartar ve oyukların oluşmasını önleme işlevi görebilir.
Aslında flor ihtiyacı 2019 Sağlık Bakanlığı Yönetmeliğinde de düzenlenmiştir.Yetişkin erkekler için flor ihtiyacının günde 4 miligram, kadınlar için ise günde 3 miligram olduğu belirtilmektedir.
Bu arada, paketlenmiş içeceklerde izin verilen maksimum florür içeriği litre başına 1,5 miligramdır. Tabii ki, şişelenmiş sudaki florür miktarı bu sınırlara ayarlanmıştır, hatta çoğu zaman bundan daha da azdır.
Fazla tüketilirse yeni florür tehlikeli olacaktır.
3. Bol su içmek cildi mutlaka pürüzsüz yapmaz
Aslında, içtiğiniz su miktarının cildinizin durumu üzerinde çok az etkisi olduğu ortaya çıkıyor.
Gerçekten de derinin veya epidermisin en dış tabakası yeterince su içermediğinde cilt elastikiyetini kaybeder ve pürüzlü bir his verir. Bununla birlikte, su tüketimi ile cildin nemlenmesi arasında doğrudan bir etkiyi kanıtlayabilecek hiçbir çalışma yoktur.
Temel olarak cildinizin nem seviyesi iç faktörler tarafından belirlenmez, cildinizi nasıl temiz tuttuğunuz veya vücudunuzdaki yağ bezlerinin sayısı gibi dış faktörlerden kaynaklanır.
Bununla birlikte, su içmek, susuz kaldığınızda kuru cildi önlemeye yardımcı olabilir.
4. Plastik içki şişelerini tekrar kullanmamalısınız
Çoğu zaman, bir alışveriş merkezinde şişelenmiş su satın alırsınız. Ardından, su bittiğinde, suyu doldurmak için tekrar şişeyi kullanırsınız.
Ne yazık ki, plastik içme şişeleri kimyasallardan yapıldığı için bunu yapmanız önerilmez. Bu kimyasallar tekrar tekrar kullanıldığında şişeye sızacaktır.
Ayrıca şişe uygun şekilde temizlenmezse ağzınızdaki bakteriler için bir liman haline gelecektir.
5. Su tüketimi vücuttaki toksinleri uzaklaştırabilir
Sade su toksinleri her zaman nötralize edemese de, böbrekler vücuttaki atık ürünlerden kurtulmak için suyu kullanmaya devam edecektir.
Yani yeterince su içmezseniz böbrekleriniz görevlerini düzgün yapamayacaktır. Çünkü sıvı miktarı hala gerekenden az.
Vücutta yeterli su varsa farklıdır, o zaman vücuttaki metabolik atıklar verimli bir şekilde ortadan kaldırılacaktır.
6. Su İçmek Kilo Vermenize Yardımcı Olabilir
Bu beyaz su gerçeği, kilo verme sürecinde olanlarınız için kesinlikle iyi bir haber.
Su %100 kalorisizdir, bu nedenle daha fazla kalori yakmanıza yardımcı olabilir. Su aynı zamanda tok hissetmenizi de sağlayabilir, çünkü su hızla mideye akar ve mideyi daha açık hale getirir.
Ayrıca su, sindirimi kolaylaştırmaya da hizmet eder. Vücudunuz ne kadar susuz kalırsa, sindirim sisteminizin çalışması ve metabolik atıkları atmak için hareket etmesi o kadar kolay olacaktır. Sonuç olarak, kabızlık veya şişkinlikten kaçınırsınız.