Akıl sağlığı

Ölümü Sıklıkla Düşünmek, Normal mi Değil mi? •

Muhtemelen her gün ölümü düşünen birçok insandan birisiniz. İstemeseniz bile, ölüm korkulacak bir şey olsa bile, ölümle ilgili farkında olmadan düşünceler sıklıkla gelir. Ama ölümü çok düşünmen normal mi?

Genellikle ölümü düşünmek aslında hayatı daha 'canlı' kılar

Ölüm hakkında düşünme alışkanlığını anlamadan önce, ölümü düşünmenin genellikle ölüm fobiniz olduğunu gösteren bir işaret veya intihar düşüncelerini tetikleyen bir şey olmadığını bilmelisiniz. Çünkü üç şey farklıdır.

Ölümü çok düşünmek normaldir. Aslında bunu sürekli düşünmek hayatınız üzerinde olumlu bir etki yaratabilir. Bunun nedeni, sık sık ölümü düşündüğünüzde, belki de ölümden korkmuyorsunuzdur.

Bunun yerine kendinizi ölüme nasıl hazırlayacağınızı düşünüyorsunuz. Bunun yerine ölümü düşünmek, bu yaşamın minnettar olunacak bir şey olduğu izlenimini verir.

Çünkü ölüm gerçeği herkes tarafından mutlaka hissedileceğinden, bu kıymetli hayat bir gün ölümle bitecek ve kapanacaktır. Bu nedenle, şu anda yaşadığınız hayata daha fazla anlam katabilmeniz için ölümü düşünmek önemlidir.

Örneğin ölümü sürekli hatırlayarak kendinize, ailenize, arkadaşlarınıza ve çevrenize faydalı bir insan olma konusunda daha hevesli olacaksınız. Ayrıca, daha sonra ölümle karşılaştığınızda pişman olmamak için, yararlı olmayan şeyleri de azaltacaksınız.

Ölümü düşünmenin hayatınız üzerinde olumlu bir etkisi olmasının 3 nedeni

İşte ölümü çok düşünürseniz yaşayabileceğiniz bazı olumlu etkiler.

1. Hayata bir bakış açınız var

Herkesin eninde sonunda öleceğini fark ederseniz, hayattan daha çok zevk alırsınız çünkü hayatın bir noktada biteceğini tam olarak ne zaman olacağını bilmeseniz de bilirsiniz.

Bunu akılda tutarak, şimdi sahip olduğunuz hayatın değerini anlayacaksınız. Aslında, sizi mutlu etmeyen şeyleri düşünerek hayatınızı meşgul etmek istemediğiniz için sahip olduğunuz tüm yükleri unutabilirsiniz.

Örneğin, düşmanca havalar karşısında uzun kuyruklarda beklemek zorunda kalırsanız kolay kolay sinirlenmeyebilirsiniz. Kontrol edemediğin küçük şeylere sinirlenmenin seni mutlu etmeyeceğini biliyorsun.

2. Sevmediğiniz insanlarla vakit kaybetmezsiniz

Hayatın çok kısa olduğu göz önüne alındığında, aslında kendinizi daha çok takdir edeceksiniz. Örneğin, ölümü sık sık düşünürseniz, zamanın değerli bir şey olduğunu anlayacaksınız. Böylece kaba ve sinir bozucu insanlarla vakit geçirmemiş olursunuz.

Bunun yerine, sadece hayatınız için önemli olan insanları harcayacak ve önemseyeceksiniz. Aslında, başkalarının sizin için önemli olmayan söylediklerini dinleme zahmetine bile girmeyebilirsiniz. Bu nedenle ölümü sık sık düşünerek geçirdiğiniz her zamanın boşa gittiğini hissetmeyeceksiniz.

3. Hayatı yaşamak için motive olmaya devam ediyorsunuz

Çoğu zaman ölümü düşünmek de sizi her zaman yaşamda motive eder. Hayatta vasat bir insan olmak istemediğiniz için faydalı aktiviteler yapmak konusunda daha hevesli olacaksınız.

Siz de kesinlikle hayatınızın sizi geçmesini istemiyorsunuz. Bu nedenle, ölümü sık sık düşünerek, şu anda yaşadığınız hayata daha fazla anlam katmak için motive olursunuz.

Çoğu zaman ölümü düşünmek her zaman iyi değildir.

Ne yazık ki, herkes ölümü sakin bir kalp ve zihinle hayal edemez. Bazı insanlarda, ölümü düşünmek genellikle bilinçsizce yapılır, bu yüzden düşünmek istemeseniz bile, genellikle düşünce gelir.

Bazı insanlarda ölümü düşünmek yaşamları üzerinde kötü bir etki yaratabilir. Özellikle ölüm düşüncesi onu endişelendiriyorsa. Bu nedenle, alacağınız zihinsel yükü taşıyamıyorsanız, ölüm düşüncesinden kaçınmak en iyisidir.

Genel olarak, düşünmek istemediğiniz ölüm düşüncelerini kontrol edemediğinizde, daha savunmacı hale gelebilirsiniz. Bu, bir gün öleceğiniz gerçeğini 'reddetebileceğiniz' anlamına gelir.

Bu da günü hayatınız hiç bitmeyecekmiş gibi yaşamanızı sağlar. Bu yanlış bakış açısı, hangilerini önemli, hangilerini düşünmemeniz gerektiğini belirlemenizi zorlaştıracaktır. Ayrıca herkesin öleceğine inanmak istemiyorsanız, sonunda ahlaksız biri olursunuz.

Yani asla ölmeyeceğinizi düşünerek, yaşadığınız hayatın kıymetini daha az takdir ediyorsunuz. Yavaş yavaş katı, alaycı ve kendinize ve başkalarına karşı nefret yaymayı seven bir kişi olacaksınız.

Bu nedenle, endişe hissine artık engel olunamıyorsa, bir ruh sağlığı uzmanına görünmek ve sorununuz hakkında danışmak daha iyidir. O zaman, doktor gerçekten bir anksiyete bozukluğunuz olup olmadığını anlayacaktır.

$config[zx-auto] not found$config[zx-overlay] not found